Kıbrıs Gazetesi Köşe yazarlarından Hasan Hastürer, Başkanımız Ahmet Arkın’la gerçekleştirdiği röportajda, Arkın’ın sektörle ilgili açıklamalarına yer vermiştir. Özellikle Güney Kıbrıs’ta casino açılacak olmasının, kendi ülkemizdeki sektörü nasıl etkileyeceğine ilişkin bilgiler veren Başkan Arkın, sektörümüzün ülkeye sağladığı katkılara da vurgu yapmıştır.

Gazeteci Hastürer’in, Başkanımız Ahmet Arkın ile yapmış olduğu röportajın tamamı şöyle:

“Güney, iddialı bir şekilde casino açmaya hazırlanırken,  bizde durum ne?

Dün Mağusa Maraş, Birlik ve Dayanışma Derneği’nden bir grup genci evimde konuk ettim. Onlar sordu, ben anlattım… Fark ettim ki Kıbrıs’ın en azından 1963’lere kadar uzanan tarihini yaşayanlardan dinlemek istiyorlar.
Gençlerin yaklaşımı beni çok etkiledi… Hem etkiledi hem de mutlu etti.
O sohbet başlı başına ayrı bir yazı konusu.
Sohbetin akışı içinde gençlere, göğsünüzü gere gere sahiplenmeyeceğiniz davranışların, uygulamaların içine girmeyin, bir gün size anımsatıldığı zaman anlatıp, savunmayacağınız adımlar atmayın, dedim.
İnsan hata yapar mı? Yapar… Ancak uzun süren davranışlar bir tercihtir, hata sayılmaz.
***
Kuzey Kıbrıs’ta 1977 yılından beri casinolar var… Yasal düzenlemeyle casinolar otellerin bir parçasıdır… Otelden bağımsız tek başına casino yoktur.
Veriler, casinoların ekonomik getirisinin oldukça yüksek olduğunu da gösteriyor. Casino İşletmecileri Birliği, son dönemde,  çekingenlikten  uzaklaşıp,  ekonomide yeri olan bir sektörün itibarlı örgütü duruşuna geçti. Yapılan açıklamalarda veriler rakamlarla ortaya konuluyor… Yasal statüsü olan sektörü ” haraç kapısı” gören resmi anlayış, söylenilenleri yalanlamıyor.
Rum tarfı göğsünü gere gere casino açılması sürecini ilerletiyor. Bizimkiler ise hala casinoları sahiplenmeden var kabul ediyor… Böyle bir yaklaşım olmaz… Ya sahiplenilerek casinolar devam edecek, ya da utanılacak bir sektörse kapatılacak.
***
Geçtiğimiz günlerde Casino İşletmecileri Birliği Başkanı Ahmet Arkın’la sektörün son durumu  ve yaklaşımlarını konuştuk.
İşte,  Casino İşletmecileri Birliği Başkanı Ahmet Arkın’la yaptığımız sohbet:
***
H. Hastürer: Son zamanlarda sektörde yeni gelişmeler mi var? Sanki bir şeyler oluyormuş gibi bir görünüm ortaya çıkıyor. Daha önceleri sessiz olan bu sektör şimdi sesini duyurmaya başlamış gibi.

Kısa bir süre önce basın toplantısı düzenleyip yaptığınız çalışmaları aktardınız. Farklı uzmanlardan belli ki hizmet alıyorsunuz.  Danışmanlarınız televizyon programlarına katılmakta. Nedir olanlar?

1. Arkın:  20 Eylül 2013 tarihinde göreve gelen Yönetim Kurulumuzun önüne koyduğu hedeflerin başında, ülke ekonomisinin can damarlarından biri olan sektörümüzü sürdürülebilir konuma getirmek için çalışmalar başlatmaktı.

Sektörümüzün sürdürülebilir bir konuma gelebilmesi için bir yanda kamuoyu nezdindeki itibarımızı güçlendirmek diğer yanda ise sağlam bir altyapı oluşturabilmemize olanak sağlayacak yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi hedefiyle çalıştık.

Bir yanda içte gerekli yasal düzenlemeler için çalışırken diğer yanda da uluslararası topluluğun sektörümüzü ilgilendiren alanlarında parçası olmak için çalıştık, çalışıyoruz.
6000 kişi istihdam eden, ekonomiye katkısı yıllık 600 milyon doları bulan ülkenin en büyük sektöründen bahsediyoruz esasında.

Yılda 300.000 geliş bileti keserek, havayollarının Ercan’a uçmasına neden olan, otellerimizi dolduran yani turizm sektörünü ayakta tutan bir sektörden bahsediyoruz
Çalışma yasalarına eksiksiz uyan tek sektörden bahsediyoruz. 1 tek izinsiz çalışanı olmayan, vergi, ihtiyat sandığı, sosyal sigortalara borcu olmayan yegâne sektörden bahsediyoruz esasında.
Bir yanda ülkenin koyduğu yasalara eksiksiz uyan bir sektör varken diğer yanda bu sektörün kamuoyu nezdindeki itibarı ciddi anlamda düzelmeye ihtiyaç duyuyordu. İşte biz göreve bunları düşünerek ve değiştirmek amacıyla geldik. Bu nedenledir ki artık sesimizi duymaya başladınız.

Bu sektörün utanacak, gizleyecek bir yanı yoktur. Amaçlarımıza ulaşabilmek için de alanlarında uzman kişilerden hizmet almaya başladık.
Sosyal medyada varız,  bir basılı bir de elektronik haber bültenimiz var. Web sayfamızı yeniledik. Kurumsal altyapımızı oluşturduk tam anlamıyla
H. Hastürer: Konuşmanızda uluslararası topluluğun parçası olmak için uğraş verdiğinizi söylediniz. Bu konu toplumun tüm kesimlerinin ana soru esasında. Ülkemizin özel durumundan dolayı herkes “tanınmamışlıktan” şikayetçi. Sizin probleminiz neler ve bu konuda neler yaptınız?

1. Arkın:  Teşekkür ederim Hasan Bey. Önemli bir konuya değindiniz. Kendi içimize kapanıp “çözüm gelsin her şey düzelir” mantığıyla hareket edemezdik.

Güney’de Casinolar açılmak üzere. Bunun sektörümüz üzerine tabii ki etkileri olacak. Eğer çözüm olursa bazı sorunlar tabii ki kendiliğinden çözülecek. Ancak bizim de çözüm koşullarına hazırlıklı olmamız gerekiyor. Güney komşularımız bildiğiniz gibi hemen her alanda Kıbrıs Türklerinin uluslararası üyeliklerini engelleme çabasındadırlar. Bu, siyasette de,  sporda da kültürel faaliyetlerde de böyle.  Ancak bizim sektörümüzde biz onlardan öndeyiz. Güney Casinolarını açıp uluslararası üyeliklere başvuru yapana kadar biz buralara üye olmalıyız. Bunu yapamazsak, onların bizim üyeliklerimizi engellemeleriyle karşılaşabiliriz.

Devletin de bu konuda atması gereken adımlar vardı. Biraz geç olmakla birlikte ilk adım atıldı. Umarım önümüzdeki günlerde bu alanda yaptığımız çalışmaları detaylı bir şekilde açıklayacak duruma geleceğiz.

1. Hastürer: Güneyde açılacak Casinolardan bahsettiniz.  Bunun,  Kuzeydeki casino yatırımlarına ne tür etkilerinin olmasını bekliyorsunuz?
2. Arkın:  Hasan Bey, Güney-Kuzey derken tabii çok uzak mesafelerden bahsetmiyoruz. Yürüyerek dahi geçilecek mesafeler bunlar.

Güneyde geçen yasa ayırımcılığa karşı önlemini almış ve tüm Kıbrıs vatandaşlarının serbestçe Casinolara girebileceği yasaya yazılmış. Çok açık bir şekilde Kıbrıs Türkleri diğer yana geçerek Casinolarda oyun oynayabileceklerdir.

Bunun iki önemli sonucu ortaya çıkacaktır. Bir tanesi KKTC vatandaşları devletin denetimi dışında şans oyunları oynayabileceklerdir ki, bu durum vergiden tutun, ülkede ekonomisi içerisindeki paranın denetimine kadar bir dizi soruna neden olabilecektir, bir diğeri ise denetimsizliğin yaratacağı sosyal sorunlardır.

Bunlara ek olarak sektörümüz çok büyük bir haksız rekabetle karşı karşıya kalacaktır. KKTC’de ödediğimiz vergiler döviz bazındadır. Hâlbuki bizim gelirlerimizin çok büyük bir bölümü Türk Lirası bazındadır. Önce bu konuda birkaç örnek vereyim:
2010 yılında yıllık sabit lisans ücreti 250,000 Euro iken –ki Euro 2.13 TL idi- bugün ödediğimiz lisans ücreti 550.000 Euro’dur.  Yani Euro bazında ödediğimiz lisans ücreti %120 artmıştır.
Türk Lirasının değer kaybından dolayı ise ek olarak %60 bir artış söz konusudur. Özetle lisans ücreti olarak %250 bir artış yaşamaktayız.
Bunu hiçbir sektör kaldıramaz
Bir başka örnek ise hizmet vergisi ve stopaj adı altında alınan dolar bazındaki her ay ödediğimiz vergidir ki bu da;
2010 yılında aylık ortalama 2,100,000 USD iken bugün bu rakam 2.500.000 Dolar’dır. 2010 yılında 1.48 TL karşılığı 1 Dolar iken, bugün 3.02 Türk Lirası karşılığı 1 Dolardır. Yani bu vergi kalemi altında da göğüslememiz istenen artış %145’dir. Bunlar adil vergilendirmeler değildir ve sektörü ciddi anlamda zora sokmaktadır.
Devlet dövizin yükselmesine karşılık önlem olarak bazı sektörleri düşünürken, Şans Oyunları sektörü maalesef yine hatırlanmamıştır. Devlet’in bu sektöre bakışı maalesef sadece tükenmeyecek gelir kaynağı şeklindedir ki çok yanlıştır.

Bu adaletsizlikler ek olarak ödediğimiz vergilerin orantısızlığını göstermek açısından Güney’de açılacak Casinoların ödeyeceği vergi miktarlarına bakmak yeterlidir.
Güneyde, bu sektörle ilgili vizyonu net bir şekilde geçirdikleri yasa ile ortaya koyan hükümet, “dünyanın en iyilerinden ve Avrupa’nın en lüks”, casinolarını açmayı kendine hedef koymuştur.
Bu işletmelerin ödeyeceği vergi miktarları ile KKTC’deki vergi miktarlarını karşılaştırırsak karşımıza ürkütücü ve haksız bir rekabet çıkar.
Güneyde ödenecek 2.500.000 Euro lisans ücretine karşılık, KKTC’de ödenen lisans ücreti miktarı 15.950.000 Euro’dur. Bu çok bariz bir şekilde Güney’i bu sektörde avantajlı duruma sokacaktır. Başka hiçbir nedenle değilse bile, sadece bu nedenle KKTC hükümetinin bir an önce bizimle masaya oturması gerekmektedir. Halbuki biz, yani ülkenin en büyük ekonomik sektörünün temsilcileri olarak 2 aydır Maliye Bakanımızdan bir randevu alamadık.
Bıçak kemiğe dayanmıştır.

Günün sözü:
Haraç mantığıyla,  vergi olmaz